Gündelik hayatta kolayca karşılaşabileceğimiz bir takım olumsuz ruh halleri yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu gibi sorunlar da terapi sürecinde kurulan terapötik ilişki ve güven sonucunda bireyin ilerleyişine bağlı olarak ve  terapistin  desteği ile çözüme ulaştırılabilir.

Bireysel terapi içsel mekanizmalarımızın yeniden aktive durumuna gelmesine olanak sağlar. Bu süreçte danışan ile ilgili gerekli anamnezler alınır ve problemin tanımlanması istenerek duygu, düşünce, davranış üçlüsüne odaklanılır. Buna göre tedavi sürecinin işleyişi belirlenmiş olur. Bireysel terapi sürecinde ev ödevleri verilir. Bireyler yaşamlarındaki davranışları öğrenerek kazanır. Amaç verilen ödevler ile bireydeki  rahatsız olunan veya istenmeyen davranışları değiştirmek ve eski davranış yerine yeni bir davranış getirmektir.

Terapi bir değişim sürecidir ve unutmamalıyız ki bu süreçte bir çok engebeli yollardan geçeceğiz. En önemlisi de  yaşadığımız her durumu iyisiyle kötüsüyle alıp kabullenmek ve değiştirmek için hazır olduğumuz o duyguyu yeniden şekillendirmektir.

Bireysel terapide çalışılan sorunlara örnek olarak; depresyon, kaygılar ve korkular, öz güven eksikliği, geçmiş olumsuz yaşantılar, mutsuzluk, uykusuzluk, performans kaygısı, panik atak, insan ilişkilerinde problem yaşama gibi konular gösterilebilir. Bu sürecin uzunluğu danışanın yaşadığı sıkıntılar ve ihtiyacına göre belirlenir.